04.04.2016, İstanbul "İTÜ RUHU" ne demektir ?
“İTÜ RUHU” büyük İTÜ ailesinin her bir ferdinin kurum tarihini, kurumsal kimliğini, ekolünü, misyonunu ve vizyonunu bilmesi, İTÜ kültürüyle yoğrulması, kurumuna karşı çok güçlü bağlarla aidiyet duyması ve gelecekte de sahip olduğu bu değerlere sahip çıkarak onu koruması demektir. Ünlü düşünür Aristo arkadaşlık kavramını birden fazla ruhun ayrı bedenlerde bulunması ve yaşaması olarak tarif etmiştir. Sir Alexandre Dumas’ın Üç Silahşörler romanında dile getirdiği gibi ve bugün İsviçre’nin Latince “Unus pro omnibüs, omnes pro uno” şeklinde sahip çıktığı ulusal sloganının “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” şeklindeki Türkçe karşılığını hepimiz biliriz. Bir babanın evlatlarına nasihat ederken, tekil kolay kırılan kibrit çöplerini bir arada tuttuklarında kıramayacaklarını söylediği masalı unutabileceğimizi düşünemiyorum. Bu tür duygu ve düşünceler toplumsal yaşamın huzur ve mutluluk içerisinde geçirilmesine hizmet eder. Yine bu tür duygu ve düşünceler toplumda bireyler arasında paylaşmayı ve ortak çaba sarf etmeyi hedefler. İTÜ RUHU kavramına her birimizin ekleyebileceği daha başka güzellikler de şüphesiz vardır ve olacaktır da… Ama işin özü birdir ve İTÜ RUHU kavramı, büyük İTÜ ailesini dün olduğu gibi gelecekte de bir arada ve kenetlenmiş vaziyette tutan kurumsal aidiyet duygusudur. Bizleri biz yapan değerleri, biz üniversite sıralarında kazanmaya başladık ve her geçen gün bu değerlere yenilerini ekledik. Kendi adıma söylemek gerekirse, bundan tam 36 yıl önce İTÜ’ye girdiğim andan itibaren önümde yeni bir hayat sayfası açıldı. Bizlerin yetişmesinde ve olgunlaşmasında büyük rol oynayan, meslek hayatımıza yön veren, rehber olan hocalarımıza çok şey borçluyuz ve bunun bilincinde olarak izninizle hepimiz adına kendilerine buradan şükranlarımızı sunuyorum. Hocalarımızdan vefat edenlere ise Allah’tan rahmet ve nurlar içinde yatmalarını diliyorum. Hayatta olan sayın hocalarımıza ise sağlıklı, nice uzun ömürler diliyorum. Tüm hocalarımıza olan sevgi ve saygımız büyük olup, onlar kalbimizin bir köşesinde daima özel yere sahip olacaklardır. Etik değerlere bağlı, toplumsal duyarlılığa sahip sosyal bireyler olarak İTÜ’lü mühendis hamurumuz sadece lisans dersleriyle yoğrularak olgunlaşmadığı da ayrı bir gerçektir. Bunda, boş sınıflardaki tartışmalarımızın ve katıldığımız forumların etkisi olmuştur. Ana kapıdan girdiğimizde buram buram üniversite kokan koridorların dahi payı vardır. Öğrenci İşlerindeki güler yüzlü personelin de, özellikle sorunlarımıza çözüm bulmakta çırpınan büro şefimizin de, kütüphaneyi bizlere cazibe merkezi yapan kütüphane görevlisinin de, sadece çay ve tost hizmeti veren o zamanki kantinlerin de, fakülteye en yakın kahvehanede yudumladığımız demli çayın da, oyun kağıtlarının da, bir sihirli ulaşım aracı olan Mavi Kart’ımızın da, Beyoğlu’na yakın Gümüşsuyu ve Taşkışla yerleşkelerinin de, Çiçek Pasajı'ndaki akordeoncu teyzenin de, Fellini filmlerini oynatan Emek Sineması'nın da, Orta Oyuncuları tarafından sahnelenen eserlerin de mühendislik hamurumuzda inkar edilemez payı vardır. Bizler üniversiteyi evrensel değerlere bağlılık olarak anladık. Üniversitede iyiyi ve kötüyü ayırt etmeyi öğrendik. İnsanın ve insanlığın değerini öğrendik. İşimize ve birbirimize karşı her zaman dürüst ve doğru olmamız gerektiğini anladık. Meslek camiamızın küçüklüğünden dolayı meslektaşlık kavramının arkadaşlığa ve hatta ondan öte kardeşliğe dönüştüğünü gördük. İTÜ RUHU öyle hemen kolayca kazanılacak bir duygu değildir ama bir kere sahip olunduğunda da terk etmek isteyebileceğiniz bir duygu hiç değildir. Eğer İTÜ RUHU’nu kazanamamış iseniz, biraz daha beklemeniz ve İTÜ ailesinden çevreniz ile biraz daha fazla ilgilenmeniz, biraz daha fazla paylaşımlarda bulunmanız ya da çevrenizdeki etkinliklere biraz daha fazla katılmanız gerekir. İTÜ RUHU bizi bir arada tutan duygudur. İTÜ RUHU sadece biz üniversite mensupları için değil, bizlere emanet edilmiş ülkemizin geleceği öğrencilerimiz için de son derece önemlidir ve yaşatılması gerekir. İTÜ RUHU’nun kaybolmaya başladığını kolayca anlayabilirsiniz. İTÜ sadece mesleğimizi öğrendiğimiz ya da maaşımızı kazandığımız bir kurum olmanın ötesinde içinde yaşadığımız büyük bir aile olduğu için, ortamdaki huzur ve ahengin kaybolması hemen ilk belirtilerini göstermeye başlar. Örneğin kendinizi önceleri nadiren, sonraları ise giderek artan sıklıkla İTÜ’nün büyük camiası içerisinde yalnız hissetmeye başlarsınız. Çevrenizde duyarsız kalabilen kişileri şaşkınlıkla gözlemlemeye başlarsınız. Hatta bazen ayaklarınızın beyin komutlarınıza direndiğini, işe ileri adımlarla gelmek yerine, geri geri gitmek istediğine tanık olabilirsiniz. Çalışma şevkiniz ve azminizin de giderek azaldığını da gözlemlemiş olabilirsiniz. Ben İTÜ RUHU’nun eskisinden çok daha parlak, aydınlık ve sıcak olması gerektiğini düşünüyorum. Şimdi İTÜ’nün büyük bir aile olduğunu yeniden hatırlama, hatırlatma ve yaşama zamanıdır. Artık üniversite yönetiminin, camiayı oluşturan saygıdeğer öğretim üyelerimize, saygıdeğer öğretim görevlilerimize, saygıdeğer okutmanlarımıza, fedakâr araştırma görevlilerimize, özveriyle çalışan personelimize, ailelerinin binbir fedakarlıkla yetiştirerek yolladığı, ülkemizin geleceği olan emanetimiz sevgili öğrencilerimize, üniversitemize ömrünü ve emeğini vermiş pek saygıdeğer emeklilerimize, birbirinden kıymetli mezunlarımıza üniversitemiz yönetiminin gönülleri ısıtan bir pencere açması ve hepimizin ortak ülküler etrafında bir araya gelmemizin zamanıdır. Mensuplarımıza ve mezunlarımıza sahip çıkılmasının, iletişimimizin ve ilişkilerimizin güçlendirilmesinin zamanıdır. İTÜ RUHU’NUN CANLANDIRILMASININ ŞİMDİ TAM ZAMANIDIR. İTÜ RUHU’nu yaşatmak hepimizin önde gelen görevidir. Üniversitemizin siz sayın mensuplarının İTÜ RUHU konusundaki görüşlerime katılacağınızı ve rektörlük seçiminde oylarınızla bana destek vereceğinize inanıyorum. SEÇİM SONUÇLARI NE OLURSA OLSUN ÜNİVERSİTEMİZE HAYIRLI OLSUN, EN FAZLA OY ALAN ADAY REKTÖRÜMÜZ OLSUN. SEVGİ VE SAYGILARIMLA,
|
|||