04.04.2016, İstanbul

Öğrencilerimiz bizlere emanet edilen geleceğimizdir !

 

Öğrencilerimiz gelecekte ülke yönetiminde üst düzeyde görev alacak olup, aileleri tarafından bizlere emanet edilen geleceğimizdir.

2000 Yılından bu yana ÖSS/LYS sınavlarında ilk 500 ile 2000’e giren öğrencilerden daha fazla öğrencinin üniversitemizi tercih etmesine dönük değişik yenilikler yapıldığını hepimiz biliyoruz. Önce 150 kredilik sistemi, daha sonra %30 İngilizce öğrenimi, sonradan 180 derece dönüş yaptığımız %100 İngilizce programını, farklı isimlerde yurt binalarını hep bu amaçla denedik. Ama istediğimiz ölçüde öğrenci çekemediğimiz gibi üniversitemizi ortaöğretim öğrencileri için bir cazibe merkezi haline getirmeyi de tatmin eder ölçüde başaramadık.

Günümüzde gençliğin en büyük sorunu işsizliktir. Mezunlarının iş bulabildiği bir üniversite olmak yerine, daha üniversitede öğrenim görürken işe girebilecekleri bir üniversite olmayı hedeflemeliyiz. “Her Öğrencimize Burs” sloganı yerine “Her Öğrencimize İş” yeni yönetim sloganımız olmalıdır. Tüm rakip üniversitelere göre büyük üstünlük sağlayacağımız, üniversitemizi cazibenin odağı haline getireceğimiz ve ilklerle anılmayı sürdürebileceğimiz böyle bir üniversite olayı nasıl başarabiliriz?

Benim bu soruya cevabım, öğrencilere dağıtılan burs sisteminde değişiklik yapılması gerektiğidir.

Teknokent gelirlerinden sağlanacak maddi destekle birlikte mevcut burs sistemimiz üniversitemize yeni giriş yapan 1.sınıf öğrencilerimiz için yeterlidir ve onlara ayrılmalıdır.

Öğrencilerimize verilen küçük maddi değerdeki burslar yerine, öğrencilerimizi okudukları bölümlere dönük faaliyette bulunan işveren ve sektör temsilcileriyle bir araya gelmeli, onlardan öğrencilerimize daha tatminkar ve maddi değeri fazla burslar istemeliyiz. Mevcut öğrenci sayımız düşünüldüğünde, bu size çok hayalci bir düşünce olarak gelebilir. Başlangıç olarak en azından sınıfında %10’a giren öğrencilerimiz için bu hayali başarmayı hedeflesek, sanırım bunu daha gerçekçi bulursunuz. Gelecek yıllarda bu sayı ilk %20-30 derken 50 ve üstü olmaya doğru gidebilir. Peki ama böyle bir bursu işveren karşılıksız verebilir mi acaba? Cevabımız elbette veremez olacağına göre, şimdi bulduğum çözümü açıklayayım.

Öğrencimiz aldığı tatminkar bursun karşılığını o işverene mecburi hizmet olarak ödesin!

Sınıfında %10’a giren öğrenciler oldukça başarılıdır ve işverenlerin böyle bir teklif geldiğinde fırsatı kaçıracağını düşünemiyorum. Bu sistemin işveren açısından bir diğer avantajı ise, mezuniyete kadar geçecek süreçte öğrencimizi daha yakından izleyip, tanıyabilmesi ve erken güven duymasıdır.

Bu sistemin öğrencimize erken iş bulmanın yanında sağlayacağı diğer avantajlar ise, erken SGK kaydının başlaması ve emeklilik sürecinin bundan etkilenecek olması, o işyerinde staj yapabilme imkanı, YAZ ÖĞRETİMİ kaldırılırsa tüm yaz boyu boş kalabileceği için o işyerinde staj sonrası çalışma, işyerini daha fazla tanıma şansı, o işyerine ait bir mühendislik probleminin çözümünü hedefleyen lisans Bitirme Tasarım Projesi hazırlama imkanı sayılabilir.

Burs sistemindeki değişiklik sayesinde, üniversite-sanayi ilişkisi kendiliğinden kurulacak ve daha sağlıklı bir zeminde yürüyecektir.

Bu sistemin çalışır ve sürdürülebilir olması için ilk birkaç sene tüm yöneticilerimizin ve öğretim kadromuzun dikkatinin bu konuya yoğunlaşması gerekecektir. Eğer öğrencilerimiz bursa layık olduklarını işverenlerine performanslarıyla gösterebilirlerse, sağlanan burs miktarı ve sayısı hızla artabilecektir. Sonuçta daha fazla öğrenciye sağlanan karşılıklı burs sayesinde, üniversitemiz ülkemizin her tarafından gençlerin ilgi odağı olacaktır. Biz İTÜ olarak ilk örnek olmalı ve bunu başarmalıyız. Çünkü öğrencilerimiz buna layıktır ve bize emanet edilen geleceğimizdir.

Bursu kesilen öğrencilerin bursunun haksız kesilmesi ve mağduriyet iddialarına karşı Rektörlük bünyesinde hakem heyeti oluşturulmalı ve iddialar açıklığa kavuşturularak çözülmelidir. Haklı burs iptali yaşayan öğrencilerimize, sırf üniversite camiamızın bir parçası olması dolayısıyla en fazla 1 yıl süreyle rektörlük tarafından özel destek bursu verilmeli, öğrencimizin performansında iyileşme olmadığında bursu kesilmelidir. Eğer aynı öğrencimiz yeniden işyeri liyakatini kazanabileceği yönünde ilerleme kaydederse, o takdirde özel destek bursu mezuniyet tarihine kadar pekala uzatılabilir. Bu durumda da şu şekilde bir düzenleme yapılması sanırım çok güzel bir çözüm olur.

Özel destek bursları da karşılıklı olmalı, ancak burs öğrenciye üniversite tarafından verilmesine rağmen karşılığı bu kez hizmet etmek olmamalıdır. Bu gibi öğrencilerimiz mezuniyetlerinden 5 yıl sonra kendileri gibi okumakta olan bir başka öğrenciye 4 yıl süreyle karşılıksız burs vererek borcunu ödemelidir.

İşverenler tarafından tahsis edilen burslar fakültelere göre farklılık gösterirse, bu farkın uçurum şeklinde açık olmaması için rektörlükçe gerekli girişimler ve düzenlemeler yapılmalıdır. Bu sistemin başarıya ulaşması için İTÜ Rektörlüğü ile fakülte dekanlıklarımızın koordineli çalışması ve burs sağlamaya çalışması gerekir.

Öğrencilerimizin için yapabileceğimiz bir diğer hizmet ise, onlara sunulan tabldot yemek kalitesini, miktarını ve çeşidini artırmak, ücretini ise aşağıya çekmektir.

Bizzat rektörün ya da yardımcısının öğrencilerimiz ile en fazla 3 aylık dönemlerle faklı mekanlarımızda bir araya gelmesi, onlardan gelecek talepleri öğrenmesi ve çözüm için uğraşması da üniversitemiz iç barış ve huzuru için fevkalade gereklidir.

Öğrencilerimize dönük önerilerimin gerçekleşebilmesi adına oyunuz ile desteğinizi bekliyorum.

SEÇİM SONUÇLARI NE OLURSA OLSUN ÜNİVERSİTEMİZE HAYIRLI OLSUN, EN FAZLA OY ALAN ADAY REKTÖRÜMÜZ OLSUN.

SEVGİ VE SAYGILARIMLA,


Prof.Dr. Osman Azmi ÖZSOYSAL
Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi,
Oda no.323, Ayazağa Yerleşkesi, Maslak 34469, Sarıyer
İletişim için
telefon: (212) 285 65 16  
e-posta: ozsoysal@gmail.com
web adresi: www.ozsoysal.com    

 

Ana sayfaya geri dön